Selâhaddîn-i Eyyûbî’yi Anlatan Klasik Eserler Mehâsinü'l Yûsufiyye -6
Eserin Adı: en-Nevâdirü's-sultâniyye ve'l-mehâsinü'l Yûsufiyye
Müellifi: İbn Şeddâd, Ebü’l-Mehâsin (Ebü’l-İzz) Bahâüddîn Yûsuf el-Mevsılî el-Halebî
Tahkik: Cemâleddin eş-Şeyyâl
Baskı Yeri : Kahire
Yayınevi: Mektebetü’l Hanci
Baskı Yılı: 1994
Sayfa Aralığı: 86-92
Sultan Selâhaddîn'in Mısır'daki İlk Gazvesi
Sultan, insanlara iyilik yapmaya, nimetler dağıtmaya ve adaleti yaymaya devam etti. 568 yılına gelindiğinde ordusuyla beraber Kerek ve Şevbek'i ele geçirmek için harekete geçti. Bu bölgelerle başlamasının sebebi Mısır'a yakın olmalarıydı. Bu şehirler Mısır yolu üzerindeydi ve Mısır'a gelenlerin yolunu kesiyorlardı. Bir kafilenin Mısır'a ulaşmasının tek yolu Sultan'ın bizzat kendisinin düşman beldelerini geçinceye kadar kafileye eşlik etmesiydi. Sultan, şehirleri birbirine bağlayan yollar oluşturmak, mevcut yolları genişletip ulaşımı rahatlatmak ve yolcuların işini kolaylaştırmak istiyordu. Bu doğrultuda Sultan, 568 yılında (1172-1173) bu beldelere doğru harekete geçip muhasara altına aldı. Haçlılarla arasında çatışmalar gerçekleşti fakat bu sefer Sultan herhangi bir zafer elde etmeden geri döndü. Ancak gaza sevabı aldı. Nûreddin ise bu senenin Zilkade ayında (Haziran-Temmuz 1173) Mar'aş'ı (Maraş), Zilhicce ayında (Haziran-Temmuz) Behisnî (Besni) Kalesi'ni ele geçirdi.
Selâhaddîn'in Babası Necmeddin'in Vefatı
Sultan, gazveden döndüğü sırada henüz Mısır'a varmadan babasının vefat haberi kendisine ulaştı. Vefatı ettiği sırada babasının yanında olmaması ona çok ağır geldi.
Necmeddin’in vefat sebebi attan düşmesiydi. Necmeddin -Allah kendisine rahmet etsin- atı dört nala sürdüğü esnada cirit oynamayı çok severdi. Öyle ki onun oynadığını gören: "Necmeddin'in ölümü ancak at sırtından düşerek olacak." derdi. Necmeddin, Hicri 568 yılında (1172-73) Mısır'da vefat etti.
Yemen'in Fethi
Sultan, 569 yılında (1172-73) ordusunun gücünü ve kardeşlerinin sayısının çokluğunu gördü. Birinin Yemen'i ele geçirip kalelerine el koyduğu haberi Sultan'a ulaştı. Abdünnebî bin Mehdî[1] adlı bu şahıs, kendi adına hutbe okutturuyor ve saltanatının bütün yeryüzüne yayılıp her şeyin yoluna gireceğini iddia ediyordu. Selâhaddîn, büyük kardeşi el-Melikü’l-Muazzam Şemsüddevle Tûrân Şâh'ı[2] Yemen'e göndermeyi uygun buldu. Tûrân Şah, cömert, güzel ahlâklı ve iyi bir insandı. Sultan'ın Tûrân Şâh'ı kendisine tercih ederek onun güzel ahlakı ve cömertliğinden övgüyle bahsettiğini duydum.
Tûrân Şâh, 569 yılının Recep ayında (Şubat-Mart 1174) Yemen'e doğru hareket etti ve Allah, onun eliyle Yemen'in fethini nasip etti. İsyancıyı öldürdü ve Yemen'in büyük bir kısmını ele geçirdi. İnsanlara bol bol dağıttı, birçok kimse onu vesilesiyle varlık sahibi oldu.
Nûreddin Mahmud Zengi'nin –Allah rahmet eylesin- Vefatı[3]
Nûreddin'in vefat sebebi tabiplerin tedavi etmekten aciz kaldığı kuşpalazı hastalığıydı. 569 yılının Şevval ayının on birinci gününde (15 Mayıs 1174) vefat etti. Nûreddin Dımaşk Kalesi'nde vefat etti. Yerine oğlu el-Melikü’s-Sâlih İsmâîl geçti.
Sultan bana "Nûreddin'in Mısır'a, üzerimize doğru geldiği haberi bize ulaştı. Arkadaşlarımız, şayet haber doğruysa savaşarak onu geri püskürtmemiz ve hükmüne son vermemiz gerektiğine işaret ediyorlardı. Ben tek başıma onlara karşı gelerek ‘Böyle konuşmanız doğru değil!’ diyordum. Aramızdaki bu tartışma Nûreddin'in vefat haberi bize ulaşıncaya kadar devam etti."
570 yılında Asvan'daki Kenz Ayaklanması[4]
Kenz, Mısır'ın önde gelen şahsiyetlerden biriydi. Asvan'a göç ederek oraya yerleşmişti. Kontrolü ele alarak siyahileri etrafına toplamaya ve onlara beldeleri ele geçirerek Mısır devletini yeniden inşa etme hayali kurdurtmaya devam ediyordu. Kavmin kalbinde Mısırlılara karşı bir yakınlık vardı ve bu iş onlara kolay görünüyordu. Kenz'in etrafında büyük bir siyahi topluluk toplandı. Kus'a ve ona bağlı bölgelere doğru harekete geçtiler.
Haber Sultan'a ulaşınca üzerlerine Mısır diyarının nimetlerinin tadına varıp bu nimetleri ve Mısır’ı kaybetmekten korkan ve silah kullanmakta usta olan büyük bir ordu gönderdi. Başlarına da kardeşi el-Melikü’l-Âdil Seyfeddin'i görevlendirdi. Ordu, bu grupla karşılaşıp onlarla çatışıncaya kadar ilerlemeye devam etti. Onlardan büyük bir kısmını öldürüp güçlerini kırarak köklerini kazıdı. Bu olay 570 yılının Sefer ayında (Eylül 1174) gerçekleşti. Sultan'ın iktidarı sağlamlaştı ve işleri iyiye gitti. Hamd ve minnet, Allah'a mahsustur.
Haçlıların İskenderiye'yi Hedef Alması
Haçlılar, Mısır'da vuku bulan gelişmeleri ve yönetimin el değiştirdiğini öğrenince kendilerinde Mısır’ı ele geçirme isteği oluştu. Bunun için otuz bin askerden oluşan ordularını, Şina[5], Terrat[6] ve Butse'den[7] oluşan 600 parça gemi ile İskenderiye limanına gönderdiler. Bu olay 570 yılının Safer ayının yedinci gününde (7 Eylül 1174) gerçekleşti. Sultan, sadık askerlerinden oluşan bir ordu hazırlayıp harekete geçti. Allah-u Teâlâ, onların kalplerine, karşı koyamayacakları bir korku yerleştirdi. Limanda onları üç gün sıkıştırıp savaştırdıktan sonra korkmuş ve kaybetmiş bir şekilde geri döndüler. Allah-u Teâlâ şehri onlardan korudu. Sultan'ın kendilerine doğru harekete geçtiğini anlayınca mancınıklarını ve savaş aletlerini bırakarak geri çekildiler. Haçlılar geri çekilince İskenderiye halkı düşmanın bıraktıklarını yakıp yıkmak için ortaya çıktılar. Bu, Allah-u Teâlâ'nın Müslümanlara vadettiği büyük nimeti ve onlara verdiği büyük bir mutluluktu. Hamd ve minnet Allah'a mahsustur.
Nûreddin ise Dımaşk'ta yerini oğlu el-Melikü’s-Sâlih İsmâîl'e bırakmıştı. Halep kalesi İbnü’d-Dâye Şemseddin Ali ve Şazbaht'ın elindeydi. Şemseddin Ali İbnü'd-Dâye, bazı emellerin peşindeydi. Bundan dolayı Melikü's-Sâlih, Halep'e doğru yola koyuldu. Yanında Sâbukuddin olduğu hâlde Muharrem ayının ikisinde (3 Ağustos 1174) Halep'in yakınlarına ulaştı. (İbnü’d-Dâye’nin kardeşi) Bedreddin Hasan, Melkü's-Sâlih'i karşılamak için Halep'in dışına çıktığı sırada Sâbukuddin[8] onu tutukladı. Melikü's-Sâlih kaleye girdiğinde Şemseddin Ali ve kardeşi Bedreddin Hasan'ı da tutuklayarak üçünü de zindana koydu. O gün içerisinde Halep'te cereyan eden bir fitneden ötürü İbnü'l-Haşşab Ebü'l-Fadl[9] katledildi. Zikredilenlere göre İbnü'd-Dâye'nin çocuklarının tutuklanmasından bir gün önce öldürüldü ve buna onlar kast ettiler.[10]
[1] Mehdîler, Yemen’in Zebid bölgesinde 1159-1174 (554/569) yılları arasında hükmeden ve Eyyûbîler tarafından ortadan kaldırılaran, kısa süreli bir hanedandır.
[2] el-Melikü’l-Muazzam Şemsüddevle Fahrüddîn Tûrân Şâh b. Necmeddin Eyyûb b. Şâdî (ö. 576/1180)
[3] Ebü’l-Kāsım (Ebü’l-Muzaffer) el-Melikü’l-Âdil eş-Şehîd Nureddîn Mahmûd Zengî b. İmâdüddin Zengî b. Kasîmiddevle Aksungur
[4] Ayaklanma 569 yılında vuku bulmuştur.
[5] Şina, büyük bir savaş gemisidir; donanmanın en önemli parçasıdır.
[6] Terrat, atları taşıyan gemidir. En fazla 40 at taşıyabiliyor.
[7] Büyük gemi, savaş için kullanıldığı gibi ticaret için de kullanılır.
[8] Sâbiküddin Osman, Nûreddin Devri’nin idarecilerinden biri
[9] İbnü'l-Haşşab Ebü'l-Fadl, Halep Şiîlerinin lideri
[10] “Buna onlar kast ettiler”, cümlesi asıl nüshada yoktur, muhakkik başka nüshalarda görüp eklemiştir.